Yaz Aylarında Kenelere Dikkat – Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), KKKA virüsünün neden olduğu kene kaynaklı viral bir hastalıktır. Kırım-Kongo kanamalı ateşi virüsü, RNA virüslerinin Nairoviridae ailesi Orthonairovirus türünün bir üyesidir. Keneler, özellikle Hyalomma türü, bu virüs için hem “çevresel rezervuarlar” hem de vektörler olup, virüsü vahşi hayvanlardan evcil hayvanlara ve insanlara taşırlar. Kan ve vücut sıvıları yoluyla hayvandan insana veya insandan insana doğrudan bulaşma da gerçekleşebilir.

Hastalık adını, 1944 yılında hastalığın ilk kez tanımlandığı yer olan Kırım’dan almaktadır. Aynı virüsün 1956’da Kongo’daki salgından da sorumlu olduğu keşfedildikten sonra, hastalığın ismi Kırım-Kongo kanamalı ateşi olarak değiştirilmiştir.

KKKA, virüsün epidemilere yol açabilmesi ve yüksek ölüm oranına (%10-40) sahip olması nedeniyle önemli bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır. KKKA özellikle Afrika, Balkanlar, Orta Doğu ve Asya’da yaygındır. Türkiye’de hastalığın coğrafi dağılımı, bulaştırıcısı olan kene türünün yaşam alanlarıyla paralellik göstermektedir. İlk kez Tokat ili ve civarında görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır.

Yüksek riskli gruplar arasında bu endemik bölgelerde yaşayan insanlar, açık hava sporcuları, çiftçiler, veterinerler, avcılar, sağlık çalışanları ve hayvan yetiştiricileri yer almaktadır. Bu yüksek riskli gruplar için cildi örten koruyucu giysiler giyilmesi, kene ısırıklarını önlemek için kimyasal kene kovucularının kullanılması ve hayvan etinin işlenmesinde güvenli uygulamaların takip edilmesi önerilmektedir.

Virüsün kene ısırığını takiben yaklaşık 1-3 gün ve enfekte kan veya doku ile teması takiben 5-13 gün kuluçka süresi vardır. Ateş, baş ağrısı, miyalji, halsizlik, karın ağrısı, ishal ve kusma gibi grip benzeri semptomların ani başlangıcı bu hastalığın karakterize semptomlarıdır. Hastalığın ilerleyen aşamalarında taşikardi, lenf düğümlerinde büyüme ve deri, ağız ve boğazda kanamaya bağlı döküntüler görülebilir. Daha ağır vakalarda böbreklerde problemler ve genellikle hastalığın beşinci gününden sonra ani karaciğer veya akciğer yetmezliği de görülmektedir.

Şu anda KKKA için FDA veya WHO onaylı bir aşı bulunmamaktadır. KKKA tedavisinin hızlı bir şekilde başlatılmasında hızlı tanı yöntemleri kritik öneme sahiptir. Doğru ve kolay teşhisin bir yöntemi, biyolojik örneklerdeki virüs RNA’sını tespit etmektir. Örneğin, Bosphore Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA – CCHFV) Kantifikasyon Kiti v1, PCR inhibisyonunu kontrol etmek için internal kontrolü de barındıran, insan serum ve plazma örneklerinde KKKA virüsü RNA’sının dört genotipinin tümünü tespit eder ve miktarını belirler.

İlgili Kitler

En Son Haberler