Herpes Simpleks Virüs (HSV)

Etkenler

Herpesviridae ailesinin üyesi olan herpes simpleks virüsleri (HSV), 180-250 nm boyutunda 235 kbp uzunluğunda genoma sahip kompleks (~35 virion proteinleri) DNA virüslerdir. İki tip HSV’nin (HSV-1, HSV-2) sebep olduğu enfeksiyonlar dünya genelinde yaygındır. Herpes simpleks virüs tip 1 (HSV-1) genel olarak yüz, göz, ağız, boğaz ve merkezi sinir sisteminde enfeksiyonlara sebep olurken, tip 2 (HSV-2) genital herpeslerin ana etkenidir. [1]

Epidemiyoloji

Herpes simpleks virüs (HSV) enfeksiyonları dünya genelinde %65-%90’lık bir oranla en sık karşılaşılan viral enfeksiyonlardır. Avrupa genelinde HSV-1 ve HSV-2’nin karşılaşılma sıklığı değişmektedir. HSV-1; Bulgaristan, Çekya’da sık görülürken, Belçika, Hollanda ve Finlandiya’da daha az karşılaşılmaktadır. Kuzey Avrupa’da ise görülme sıklığı çok azdır. HSV-2 12 yaş üzeri Avrupalılarda değişen sıklıklarda görülmektedir. Bulgaristan’daki karşılaşılma sıklığı; Almanya, Finlandiya, Belçika ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkelerine göre daha yüksektir. [2]

Bulaşma Yolları

HSV; öpüşme, cinsel ilişki, aynı havluyu kullanma gibi temas doğrultusunda bulaşmaktadır. HSV-1 genellikle oral yolla bulaşırken, HSV-2 başlıca cinsel yolla bulaşmaktadır. Fakat her ikisi de doğum sırasında anneden geçebilmektedir. Enfeksiyonun kontamine olmuş salgılar ile temas sonucunda bağışıklığı olmayan bireylere bulaşma riski %80’e kadar artabilmektedir. HSV ile enfekte olmuş insanlarda labiyal veya genital lezyonlar oluşabilmesine rağmen, büyük çoğunluğunda fiziksel semptomlar görülmemekte ve tanı konulmamaktadır. Enfeksiyonun farkında olunmaması HSV bulaşma riskini artırmaktadır. [3], [4]

Tanı

HSV tanısında fiziksel muayene ve laboratuvar testleri olmak üzere iki yaklaşım bulunmaktadır. Virüsün yarattığı lezyon bölgesinin gözlemlenmesi ile tespit edilebilmesi pratik açıdan kullanışlı ve kolay bir yöntem olsa da diğer enfeksiyonların herpes gibi gözükmesi kesin tanıyı zorlaştırmakta ve labotaruvar testleri ile doğrulamayı gerektirmektedir. Kültür testleri, antijen ve antikor tespitine dayanan serolojik testler, HSV Floresan Antikor Testi (HSV FA) rutin olarak kullanılan yaygın tekniklerdir. Kültür testleri lezyon oluşumunu gerektirmektedir. Serolojik testler ise antikor oluşumu için zaman gerektirir. Moleküler yöntemler diğer testlerin engellerini ortadan kaldırmaktadır. Çok küçük miktarda virüsün, sadece 4 saat gibi kısa bir süre içerisinde yüksek analitik hassaslık ile saptanabilmesine olanak sağlayan PCR teknolojisi aynı zamanda genotipik farklılıkların da tespitini mümkün kılmaktadır. [5], [6]

Kaynaklar

1) Chayavichitsilp P, Buckwalter JV, Krakowski AC, Friedlander SF (April 2009). “Herpes simplex”. Pediatr Rev 30 (4): 119–29; quiz 130

2) Pebody RG, Andrews N, Brown D, et al. (2004). “The seroepidemiology of herpes simplex virus type 1 and 2 in Europe”. Sex Transm Infect 80 (3): 185–91.

3)  Gupta R, Warren T, Wald A (2007). “Genital herpes”. Lancet 370 (9605): 2127–37.

4) Corey L, Wald A (2009). “Maternal and Neonatal Herpes Simplex Virus Infections”. New England Journal of Medicine 361 (14): 1376–85.

5) Medical Microbiology. 4th edition,Baron S, editor,Galveston (TX): University of Texas Medical Branch at Galveston; 1996.

6) Diagnosis of Herpes Simplex Encephalitis: Application of Polymerase Chain Reaction to Cerebrospinal Fluid from Brain-Biopsied Patients and Correlation with Disease , Fred D. Lakeman and Richard J. Whitley The Journal of Infectious Diseases,Vol. 171, No. 4 (Apr., 1995), pp. 857-863

İlgili Kitler